NATO üyeliği Ankara’nın onayına bağlı olan İsveç'te ırkçılık ve nefret dolu bir provokasyona imza atan Rasmus Paludan, Türk elçiliğinin önünde Kur’an-ı Kerim yaktı. Eyleme izin verilmesine Türkiye’den tepki yağarken provokasyonun mimarından skandal bir açıklama geldi.

 

Hürriyet'te yer alan dış kaynaklardan alınan bilgilere göre; Türkiye'nin tepkisi sonrası İsveç Başbakanı geri adım atarken provokasyonun mimarı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, sessizliğini ülke basınına bozdu. Başta Türkiye olmak üzere pek çok ülkenin tepki gösterdiği isim skandal bir açıklamaya imza attı. İmza attığı provokasyondan sonra tehdit mesajları aldığını belirten Paludan, 'Çok somut tehditler alıyorum. Sosyal medyada dakikada beşi tehdit olmak üzere yaklaşık 20 mesaj alıyorum' dedi. Paludan'ın skandal eylemi için 'Türkiye'de ve Arap dünyasının büyük bir bölümünde güçlü tepkilere neden oldu' denildi. Paludan'ın İslam karşıtı ve tüm Müslümanların Danimarka'yı terk etmesini isteyen aşırı sağcı partinin lideri olduğunun altını çizen Expressen ırkçı siyasetçinin 2019'dan beri polis koruması altında yaşadığını belirtti.

 

4 araç ateşe verilmişti

 

İngiliz Financial Times ise 'İsveç'in Nato başvurusu Türk büyükelçiliği önünde Kuran'ın yakılmasıyla tehlikeye girdi' yorumunda bulundu. Hindustan Times 'İsveç'in NATO başvurusu Kur'an-ı Kerim yakma olayından sonra askıda kalıyor' başlığı ile okurlarının karşısına çıktı. Guardian gazetesi, 'Türkiye Büyükelçiliği önündeki olay iki ülke arasındaki gerilimi daha da alevlendirecek' dedi. Paludan'ın geçtiğimiz yılın Nisan ayında İsveç'te düzenlediği bir mitingde çıkan çatışmalarda 40 kişi yaralanmıştı. Protestocular taşlarla saldırdıkları polislerin 4 aracını ateşe vermişti. Dünya gündemini uzun süre meşgul eden bu düğüm, İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde çözülmüştü.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurlarında imzalanan Üçlü Muhtıra’da, müstakbel NATO müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede Türkiye’yle tam dayanışma ve işbirliği sergileyecekleri, PKK terör örgütü başta olmak üzere milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye’ye tam destek verecekleri, PYD/YPG ve FETÖ’ye destek sağlamayacakları taahhüdünde bulunmuşlardı. Muhtıra’da üç ülke terörizmle, örgütlü suçlar ve diğer ortak sınamalarla mücadelede mutabakat temelinde işbirliğini geliştirmek için kolluk kuvvetlerini ve istihbarat kuruluşlarını da içeren her düzeyde hükümetlerarası yapılandırılmış ortak bir diyalog ve işbirliği mekanizması tesis edeceklerini belirtmişler, bu çerçevede muhtırada kayıtlı adımların takibi ve hayata geçirilmesi için Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları, İstihbarat Servisleri ve Güvenlik Kurumlarından uzmanların katılımıyla bir Daimi Ortak Mekanizma tesis etmeyi kararlaştırmışlardı.