Aziz Yıldırım Adaylık Konusunda Son Noktayı Koydu

Fenerbahçe camiasında uzun süredir gündemi meşgul eden “Aziz Yıldırım yeniden aday olacak mı?” sorusu netlik kazandı. 21 Eylül’de gerçekleştirilecek olağanüstü genel kurul öncesinde gözler eski başkana çevrilmişken, Yıldırım beklenen kararını açıkladı: Aday olmayacak ve hiçbir adayı desteklemeyecek.
Geçmişte kulübe uzun yıllar başkanlık yapan Aziz Yıldırım’ın, kulislerde adı sıkça geçmesine rağmen bu dönemde seçim yarışına katılmayacağı kesinleşti. Yakın çevresiyle gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından kararını netleştiren Yıldırım, hem adaylığa kapıları kapattı hem de herhangi bir ismin arkasında durmayacağını kamuoyuyla paylaştı.
Adaylık Yok, Destek de Yok
Yıldırım’a yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, yapılan son değerlendirme toplantısında mevcut seçim sürecinin kulübün menfaatlerine hizmet etmediği yönünde bir kanaat oluştu. Bu doğrultuda hem aday olmayı reddeden hem de herhangi bir isme destek vermeyeceğini açıklayan Yıldırım, kamuoyuyla detaylı bir mesaj paylaştı.
Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapan Aziz Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
"Fenerbahçe'nin içerisine girdiği seçim sürecinde, adımın birçok senaryo içerisinde speküle edilmesi sebebiyle aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti doğmuştur.
Gerek yakın çevremden, gerekse camiamız içerisinden yaklaşan kongrede aday olmam yönünde tarafıma defaatle telkin ve tavsiyelerde bulunulmaktadır.
Ancak, hatırlanmalıdır ki, 26 Temmuz 2025'te yapılan Yüksek Divan Kurulu'nda, "Eylül ayında bir kongre yapılmasının kulübün yararına olmayacağını ve bundan vazgeçilmesi gerektiğini" söylemiştim. Böyle bir zamanda, mevcut koşullar altında yapılacak bir kongre Fenerbahçe için değil, mevcut yönetim için yapılmış bir kongre olacaktır. Bu karar camiayı çocukça bir hile ile aldatma girişiminden başka bir şey değildir.
Oysa, bugün Fenerbahçe'nin ve hatta tümüyle Türk spor kulüplerinin esas meselesi, yöneticilerinin becerileri ve yetenekleri meselesi olmaktan çıkmış, başka ve daha büyük bir mesele haline gelmiştir. Yönetim kültürü ve yönetici ahlakı meselesi, sadece Fenerbahçe'nin değil, giderek tüm spor kulüplerinin birincil meselesi haline gelmektedir. Yapılan harcamalar, gelir ve gider açıkları, rekabetin ortadan kalkması, himaye ve kayırmanın ligin karakteri haline gelmesi, kulübün var olan ve müstakbel imkanlarının çok üstünde borçlanmaya gidilmesi, kulüp varlıklarının ipotek altına alınması ya da satılması, mali tabloların makyajlanarak finansal gerçeklerin örtülmesi gibi olgular, sonunda faturayı masum insanların ödediği büyük bir fiyaskoya gebedir.
Kulüp başkanlığı, bir kariyer basamağı değildir.
Kulüpler, başkanların "başarılı adam" olmak arzularının nesnesi kılınamaz. Yöneticilik de oyun değildir.
Oynamaya doymayanlar, babasının parasıyla alınmış oyuncaklarıyla oynayabilirler.
Milyonluk camiaların geleceği ve onuruyla oyun oynanamaz.Bu kongre, Fenerbahçe'nin imkanlarıyla mevcut yönetimin arzusu adına yapılmaktadır. Varlığını ve zamanlamasını onaylamadığım bu sürecin parçası olmayı reddediyorum. Bir kongre yapılacaksa, haziran ayında yapılmış olmalıydı. Mevcut halde, kulübün yararı, sezon sonunun sükunetle beklenmesinden geçer ki kulübün katlanacağı yükümlülüklerin kararını alanlar, herhangi bir mazeretin arkasına saklanmasınlar.
Ben Fenerbahçe başkanı olmaktan daha çok bir Fenerbahçeliyim. Bu gidişat, samimi tüm Fenerbahçeliler gibi beni de üzüyor.
Ama, sezon başlamış, transferler yapılmış, teknik direktör adaylarının, "Kurmadığım kadronun sorumluluğunu kabul etmem" diyerek Fenerbahçe'yi reddettiği bir vasatta yapılacak bir kongre ve bu kongrede aday olmak, şahsım için hizipçilikten öte bir anlam taşımaz.
Bu vesileyle Fenerbahçe camiasına söylemek istediğim şey, hep birlikte, takımımızın başarısı için çaba sarf etmek, özlediğimiz şampiyonluk için takıma destek vermek ve görülecek bir hesap var ise, bunu sezonun sonuna bırakmaktır.
Bu konuyla ilgili artık ismimin herhangi bir şekilde speküle edilmemesini kamuoyundan rica ediyor, yeni sezonda tüm branşlarda mücadele eden takımlarımıza ve sporcularımıza başarılar diliyorum."
Gözler Saran-Kutlualp Cephesine Çevrildi
Yıldırım’ın yarış dışında kalacağını açıklamasının ardından, başkanlık seçiminde öne çıkan iki adayın (Sadettin Saran ve Hakan Bilal Kutlualp) nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu oldu. İkili arasında bir ittifak ya da güç birliği ihtimali konuşulurken, kulislerde birleşme sinyallerinin giderek güçlendiği ifade ediliyor.
Fenerbahçe’de olağanüstü kongreye sayılı günler kalmışken, yaşanan gelişmeler yarışın seyrini şimdiden değiştirmiş durumda.