728x90
Erdoğan'ın Başörtüsünde Referandum Çıkışı Anayasa'ya Aykırı Demokratik Hukuk Devletine El Fatiha!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “türban serbestisi” ile ilgili anayasa değişikliği teklifinde “referandum” çağrısında bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefete referandum çağrısına ilişkin hukukçu Figen Çalıkuşu'ndan dikkat çeken bir tepki geldi. Çalıkuşu, başörtüsü yasasının referanduma götürülmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu savunuyor.

 

Erdoğan, Malatya’da, “türban serbestisi” ile ilgili partisinin hazırladığı anayasa değişiklik teklifine ilişkin “Başörtüsü konusundaki anayasa değişikliğini Meclis’e gönderdik. Sapkın akımlara karşı ailenin de korunmasını içeren bir anayasa değişikliğinin hazırlığına başladı. Kabul edilirse önemli bir kazanım olmuş olacak. Şunu da yapabiliriz: Sıkıyorsa gel, referanduma gidelim. Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin” çıkışında bulunmuştu.

Kılıçdaroğlu'nun cevabı!

Erdoğan’ın bu çıkışının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a, “Macaristan Başbakanı Viktor Orban” benzetmesinde bulunarak “Tek parti döneminde bile kadının kılık kıyafetiyle uğraşılmamıştır. Bizim söylediğimiz kanun teklifi bu felsefeyi taşıyor” diyerek CHP’nin yasa teklifine destek vermesini istemişti.

Avukat Figen Çalıkuşu ise referandum teklifinin Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getirdi. Çalıkuşu, başörtüsü hürriyetinin Anayasa'nın 13 Maddesi'ndeki "temel hak ve özgürlüklerin özlerine kesinlikle dokunulamaz bendine atıfta bulunarak, "Başörtüsü ve aile kavramı insanın temel hak ve hürriyetlerine temas eden konulardır. Böyle bir değişiklik talebi, kabulü ve referanduma götürülmesinin tümü öncelikle Anayasa’ya aykırıdır" yorumunda bulundu. Çalıkuşu ilgili maddede değişiklik yapılabilmesi için ancak kanunla sınırlanabilme şartının arandığını bunun da yine anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını şu ifadelerle hatırlattı;

"Anayasa 13. Maddesi temel hak ve hürriyetlerin özlerine kesinlikle dokunulamayacağını, Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceğini ve bu sınırlamaların da gene Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını kabul eder. Başörtüsü ve aile kavramı insanın temel hak ve hürriyetlerine temas eden konulardır.Temel hak ve hürriyetlerle ilgili olarak Anayasa değişikliği teklifinin getirilmesi, teklifin referanduma götürülme ihtimaline ve hatta seçimlerde referandum sandığının da konulabilecek olmasına dair tartışmalarda unutulan böyle bir gerçek var. Böyle bir değişiklik talebi, kabulü ve referanduma götürülmesinin tümü öncelikle Anayasa’ya aykırıdır"

 

Temel Hak ve Özgürlükler Referandum konusu yapılamaz 

 

"Demokrasi halkın elbette ki çoğunluğunun yönetimidir. Ama konu temel hak ve hürriyetler olduğunda ölçü çoğunluk değil kapsayıcılıktır" vurgusu yapan Çalıkuşu, temel hak ve özgürlüklerin referandum konusu yapılamayacağını da şu sözlerle savundu;
"Referandum halkın, demokratik ve siyasal bir katılım aracıdır. Temel hak ve hürriyetler, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti, demokrasi gibi ilkeler, referandumu tanıyan demokrasilerin olmazsa olmaz temel ilkeleridir. Demokratik devlet düzeni var ise hiçbir koşulda bu ilkelerin yok sayılması söz konusu olamaz. Bunların ihlali halinde devlet, demokratik hukuk devleti olmaktan çıkar. Demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları birlikte yaşar. Herkes için kabul edilen temel hak ve özgürlükler referanduma konu yapılamaz. Demokrasi halkın elbette ki çoğunluğunun yönetimidir. Ama konu temel hak ve hürriyetler olduğunda ölçü çoğunluk değil kapsayıcılıktır ve her bir insanın temel hak ve hürriyeti diğerinden farklı değildir. Çoğunluk veya azınlığa göre temel hak ve hürriyetlerin belirlenmesi ve hele ki referanduma götürülerek belirlenmesi kabul edilemez." İktidarın attığı adımların Türkiye'de demokrasi için tehlike sinyalleri verdiğini kaydeden deneyimli Avukat, "Halk egemenliği kavramı, çoğunluğun sınırsız yönetimi olarak algılanırsa; demokrasi, demokrasi olmaktan çıkar. Temel hak ve özgürlüklerin referanduma götürülmesi demokratik hukuk devletine El Fatiha okumakla aynı şeydir" dedi.

Çalıkuşu, "Bir demokrasinin geleceği, çoğunlukların azınlıklara ve azınlıkların çoğunluklara dönüşebilmesi koşullarının varlığına ve kabiliyetine bağlıdır. Referandum bir demokrasi kurumudur ama referandum yolu ile anayasa değişikliği yaparken referandumun varlık sebebi olan demokratik hukuk devletini ve ilkelerini tahrip edecek olmasının önü açılmamalıdır" ifadeleriyle de demokrasiyi tahrip yolunun açılmaması gerektiğini savundu.
Bu nedenle Anayasa’nın 13. Maddesinde “temel hak ve hürriyetlerin özlerine kesinlikle dokunulamayacağı” için yazıldığını vurgulayan Çalıkuşu, "Demokratik bir hukuk devletinde benzeri tartışmaların yeri olmayacağı aşikardır. Olsa olsa otokratik bir ülkede seçim öncesi toplumu kutuplaştırmaya, ekonomik çöküntüyü unutturmaya ve demokrasinin kaybolmasına hizmet eder" diye konuştu.